Hem kitabın tanıtımını yapmak hem de Süreyya Yüksel şahsında 1970 -2005 yılı arasında dindar kadınların dini yaşama pratiklerini, çektikleri zorlukları, yaşadıkları güzellikleri ve topluma yaptıkları hizmetlerini ele almak için bir de panel düzenlendi.
Panelde konuşan Alev Erkilet, Yüksel’in İslamcılığa yaşayışıyla da bütüncül bir bakış açısı getirdiğini söyledi. Sabiha Ünlü ile birlikte Suffa ismini verdikleri evlerinde psikoterapi merkezi gibi dindar kadınların dertlerinin sağaltıldığına dikkat çeken Ramazanoğlu, “Biz böyle bir yer kaybettik, dertlerinizi dinleyen ablaların varlığı önemli” dedi. Eraslan da israf etmemeyi Suffa’da öğrendiğini belirterek, “Bu kadınlar yasakların içinden bir muhit çıkarmak istedi” ifadelerini kullandı.
Kitabın koordinatörlüğünü yapan Yasemin Çoban, Süreyya Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin Süreyya Yüksel’in vefatından sonra düşündüğü bir projenin şimdi hayata geçtiğini belirterek, “Kitap, altısı profesyonel 22 yazarın yazısından oluşuyor. Yüksel’in takdire şayan karakterinin ve mücadele tarzının olduğunu yazılardan öğrenmiş olduk.”