Telefonu Açınca Neden “Alo” Deriz? Hayır, Sanıldığı Gibi Arkasında Aşk Hikâyesi Yok!
Her gün defalarca yaptığınız bir şey düşünün: Telefonu açmak. Telefon çalar çalmaz otomatik olarak ağzımızdan “Alo.” kelimesi dökülüyor.
Belki de hiç üzerine düşünmeden kullandığınız bu basit kelime, aslında çok daha derin ve ilginç bir geçmişe sahip.
Şimdi gelelim gerçek hikâyesine.
Telefonu açınca neden “Alo” deriz sorusuna verilen en popüler cevaplardan biri, Alexander Graham Bell’in sevgilisi Allessandra Lolita Oswaldo’ya atıfta bulunur. Ancak bu hikâye doğru değil. Gerçek kökeni çok daha farklı.
“Alo” kelimesinin tarihi, İngilizcedeki “Hello” kelimesine dayanıyor. “Hello” kelimesi eski Fransızcada “Ha lo” olarak kullanılmış, bu da daha sonra Fransızlar tarafından “Allo” olarak çevrilmiş. Zamanla bu kelime Türkçeye “Alo” olarak geçmiş.
Telefon görüşmelerinde selamlamayı standart hâle getiren kişi, ampulün mucidi Thomas Edison’dur.
Edison, 1877’de Pittsburgh Merkez Bölge ve Printing Telegraph Company’nin başkanı olan arkadaşı Mr. David’e yazdığı mektupta “Hello”yu selamlama olarak kullanmayı önerdi.
Bu öneri kısa sürede popüler hâle geldi ve 1889 yılında telefon operatörleri “Hello Girls” olarak anılmaya başladı.
“Hello” kelimesinin “Alo” olarak dilimize geçmesi, Fransızca karşılığı ile ilgilidir. 1909’da Posta Nezareti’nin telefonun dahliyle Posta Telefon ve Telgraf Nezareti’ne dönüşmesi, selamlama sözcüğü ihtiyacıyla “Alo” kelimesi kullanılmaya başlanmıştır.