İSTANBUL İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür gazetecilerle bir araya geldiği toplantıda, yapılan çalışmalar neticesinde öğretmenlerin üniversitelerde, üniversite hocalarının da okullarda ders vereceğini söyledi. Yentür, ‘Riskli bulduğumuz hiçbir yapıda, okulda çocuğumuzu bulundurmuyoruz. En yakınındaki okula taşıyoruz. Sınıf annelerinin kaldırılmasından toplumda bir genel memnuniyet var. Sınıf annesi kaldırıldı, sınıf temsilcisi var, böyle bir şey yok. Sınıfın temsilcisi öğretmendir” dedi. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Doç. Dr. Murat Mücahit Yentür, Beykoz’daki Sabancı Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu’nda gazetecilerle bir araya geldi. Yentür, burada İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nün çalışmalarını, amaçlarını ve hedeflerini anlattı. İstanbul’da 3 milyon öğrencinin olduğuna dikkat çeken Yentür, eğitimin yalnızca okullarda olmadığını vurguladı.
“ÖĞRETMENLER TECRÜBE PAYLAŞACAK; ÜNİVERSİTEDE ÖĞRETMEN YETİŞMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
Öğretmenlerin güçlendirilmesiyle ilgili ciddi çalışmalar yaptıklarını ve 14 eğitim fakültesinin dekanıyla görüşmeler yaptıklarını belirten Yentür, ‘Biz şunu istiyoruz, okullarımızda üniversitelerimiz olsun, hocalarımız olsun, öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve velilerimize destek olsunlar. Bu, bugüne kadar olan kısım. Üniversitede de okul diyoruz. Nasıl olsun, 25 yıl sınıfta ders vermiş, ders anlatmış öğrenciyle hemhal olmuş öğretmenin üniversitede anlatacağı, paylaşacağı çok tecrübe var. Milli Eğitimin tecrübesinin de üniversitelerimiz eğitim fakültelerimiz tarafından değerlendirilmesini istiyoruz. Bugüne kadar öğretmenlerimiz hep üniversiteye gitti. Biz bunun için bir adım attık, inşallah Aralık sonu veya ocak ayındaki toplantımızda bunun adımını atacağız. Üniversitelerimizden yetkin akademisyenlerimiz, okullarımıza gelecek, bizimle beraber ortak oluşturduğumuz, karar verdiğimiz öğretmen arkadaşlarımız eğitim fakültesindeki öğrencilerimizle veya genç akademisyenlerimizle veya hocalarımızla tecrübe paylaşımında bulunacaklar. Salt anlamda üniversitede öğretmen yetişmesi mümkün değil. Çünkü uygulama alanı okullarımız ve uygulayıcılarımız kim’ Öğretmenlerimiz. Bu sebeple bu çalışmayı da öğretmen niteliğinin artırılması ve güçlendirilmesi yönünde çok kıymetli ve değerli olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
“RİSKLİ BULDUĞUMUZ HİÇBİR YAPIDA ÇOCUĞUMUZU BULUNDURMUYORUZ”
İstanbul’daki okulların deprem dayanıklılığıyla ilgili soruyu da yanıtlayan Yentür, ‘İstanbul’da ikili eğitim yapan yani sabahçı öğlenci dediğimiz okullarımızın sayısı bu dönemlerde biraz arttı. Sebebi de şu. Bizim deprem dayanıklılık testlerinden yeterli performansa sahip olmayan binalarımızı boşalttık. Bir anda hemen okul yapmak mümkün değil. Bütün mali kaynağa sahip olsanız bile 1, 1 buçuk, 2 yıllık bir süreç var. O süreci bekleyip çocuklarımızı o binada tutmamız asla düşünülemez. O yüzden ikili eğitim yapıyoruz. 6 Şubat depreminden sonra 100’e yakın okul bir gecede boşaltıldı. Bu okulların bir kısmının yapımına başlandı, bir kısmının süreci devam ediyor. Yaklaşık şu anda 400’e yakın bir şantiye var ve bu artarak da inşallah ihalelerimiz valimizin, bakanımızın ve hayırseverlerimizin desteğiyle okullarımız yapılıyor. Riskli bulduğumuz hiçbir yapıda, okulda çocuğumuzu bulundurmuyoruz. En yakınındaki okula taşıyoruz. İkili eğitim şartları zor da olsa ama en azından güvenli bir binada olması bizim bir kamu görevlisi olarak, bir baba olarak, bir öğretmen olarak bir vatandaş olarak en önemli görevimiz. Bunu sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.
“SINIFIN TEMSİLCİSİ ÖĞRETMENDİR”
Sınıf annesi uygulamasının kaldırılması ve yerine sınıf temsilcisi getirildiği iddialarıyla ilgili konuşan Yentür, ‘Sınıf annelerinin kaldırılmasından toplumda bir genel memnuniyet var. Elbette annelerimizin fedakarlığı çok kıymetli ve değerli ama sınıf annesi dediğiniz zaman, bunun hangi şartta belirlendiği, hangi gerekçeyle belirlendiği, hangi usulle belirlendiği, durma noktasının ne olduğu, sınırının ve çerçevesinin ne olduğuyla ilgili hiç kimsenin bir bilgisi var mı’ Yok. Attığı her adımın yasal çerçeveyle belli olduğu Okul Aile Birliği var. Bu konuda bir yönetmelik var. Usulü, erkanı, seçimi, esasları, çalışma biçimi, harcama biçimi, bağış kabul ediş biçimi, her şeyi A’dan Z’ye resmi, denetime tabi, kontrole tabi, şeffaf, harcama sistemi elektronik olarak ölçülen ve veliler adına tamamen velilerden seçimle oluşmuş bir yapı varken, bu süreci resmi bir karşılığı bulunan, yasal bir zemini bulunan sınırları, hakları, usulleri ve esasları belirli olan bir şeyde olması çok daha anlamlı o yüzden yasa olarak bütün velilerin muhatabı, organizasyon biçimi Okul Aile Birliği. Bu bizim için çok önemli bir paydaş. Burada bütün sınıf annelerimize de saygı duyuyoruz. Emeklerine sağlık ama bazen iyi niyetli yapılan şeylerin farklı yansımaları olduğu için bu noktada hiçbir neden kaldırıldı? Niye kaldırıldı? Gerekse öğretmen, gerek okul idareleri genel manada da Okul Aile Birliklerinden çok olumlu karşılanan bir adım oldu. Sınıf annesi kaldırıldı, sınıf temsilcisi var, böyle bir şey yok. Sınıfın temsilcisi öğretmendir. Okul Aile Birliği kendi arasında şöyle bir şey de yapabilir. Belli sınıf gruplarıyla biraz daha yakın temasla, veli gruplarıyla onların isteklerini, dileklerini yasal temsilci olarak yürütebilirler. Bu doğal bir şey ama bunun dışında alternatif bir şeyin olması veya yeni idame ve ikame edilmesi yasal açıdan da mümkün değil. Bununla ilgili bir durum varsa açıkçası onun takipçisi, gerekli açıklamaları yapmak, gerekli tedbirleri de almak durumundayız” ifadelerini kullandı. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde öğretmen akademileri ve atölyelerinin olduğunu hatırlatan Yentür, ‘İstanbul Mektebi’ kuracaklarını da dile getirdi.