Turizm, iklim değişikliği etkisinde

Meryem KARADAĞ

Salihoğlu, tu­rizm sektörünün iklim değişi­mine uyum sağlayabilmesi için her şeyden önce sürdürülebilir hatta ekosistem temelli uygu­lamalar benimsenmesi gerek­tiğini kaydetti.

Deniz ve kıyı ekosisteminin korunması için birçok proje­lerinin olduğuna değinen Ba­rış Salihoğlu, Marmara deni­zinin kirlilik ve oksijensizlik durumunu iyileştirmek üzere Çevre Şehircilik ve İklim Ba­kanlığı desteği ile yürüttükle­ri Marmara Denizi Bütünle­şik Modelleme Projesi (MAR­MOD) üzerinde çalıştıklarını söyledi. Bu projenin Marmara denizinin dijital ikizini oluş­turduğunu, dijital ikizini oluş­tururken hem Marmara Deni­zi’nin mevcut durumunu orta­ya koyduğunu hem de çözüm önerileri geliştirdiğini belirtti.

Akdeniz kirlilik HUB’ını kura­rak, Akdeniz ‘deki karasal kö­kenli kirleticilerin oluşturdu­ğu plastik kirliliğine çözüm aradıklarını vurgulayan Sa­lihoğlu, tüm Akdeniz’deki pay­daşları bir araya getirdiklerini söyledi. Karadeniz’de önemli projeler yürütmekte oldukları­nı dile getirdi. Salihoğlu, “Bri­dge-BS projesi koordinatör­lüğünü yaptığımız bir Avrupa birliği projesi, bu ülkemiz için ilktir Karadeniz ‘deki kirlilik başta olmak üzere çoklu bas­kıların Karadeniz ekosistemi üzerindeki etkilerini araştırı­yoruz ve yine bunların ortadan kaldırılması için çözüm öneri­leri ortaya koyuyoruz” dedi.

“Deniz Alan Planlaması yapılmalı”

Deniz ve kıyı ekosistemini sürdürülebilir kılmak ama­cıyla yapılması gereken­ler hakkında bilgi veren Ba­rış Salihoğlu, ekosistemle­ri sürdürülebilir kılmanın ve öncelikle bu ekosistem­ler üzerinde etki eden farklı baskıları doğru anlamak ge­rektiğini söyledi. Bu baskı­ların en başında iklim deği­şimi, karasal kökenli kirlilik, balıkçılık, okyanus asitlen­mesi, oksijensizleşme ve kı­yısal yapılaşmanın geldiğini vurguladı.

İklim değişiminin etkilerini kısa vadede azalt­manın mümkün olmadığını ve iklime dayanıklı ekosis­temler oluşturabilmek adı­na diğer baskıları ortadan kaldırmanın gerekli oldu­ğunu dile getiren Salihoğlu, “Bunun için öncelikle deniz alan planlaması yapılması ve farklı sektörlerin ekosistemi üzerindeki etkilerinin azal­tılmasına yönelik planların oluşturulması gerekmek­tedir. Bunun ötesinde de­niz alanlarının en az yüzde 30’unu 2030’a kadar koruma altına almak önemli bir he­deftir” diye konuştu.

“Tek kullanımlık plastikler ortadan kaldırılmalı”

Barış Salihoğlu, plastik atıkların deniz canlılarına ciddi zarar verdiğini, sürekli plastiklerin insan sağlığı üzerindeki etkilerinin tartışıldığını ama esas önemli olanın plastiğin ekosistem üzerindeki etkisi olduğunu vurguladı. Doğal ekosistemi ortadan kaldırdıktan sonra sağlıklı bir insan yaşamından bahsetmenin mümkün olmayacağını belirten Salihoğlu, “Tek kullanımlık plastikler bir an önce ortadan kaldırılmalı. Tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirip, yaşam şeklimizi değiştirmemiz gerekiyor. Tüketim üzerine kurgulanmış bir yaşam felsefesi hem ekosisteme zarar vermekte hem de insan sağlığını tehdit etmekte” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir